Çağla Cabaoğlu Gallery

Çağla Cabaoğlu Galeri

FIRAT ARAPOĞLU*

Çağla Cabaoğlu Galerisi ile tanışık olan herkes büyük olasılıkla Nadide Akdeniz, Komet ya da Fulya Asyalı sergilerinden birinin açılışına katılmış ya da bu sergilerden basılı ya da sosyal medya aracılığıyla haberdar olmuştur. Galeri bugüne kadar 150’den fazla sanatçının kariyerinde önemli bir etkiye sahip oldu ve bir yandan deneyimli sanatçıların dönemsel üretimlerini izleyiciyle paylaşırken bir yandan da çok sayıda genç sanatçının görünür olmasına yardımcı oldu. Sanat tarihine ilişkin bilgi ağında basılı ya da dijital ortamlarda dolaşıma giren pek çok eser olduğu gibi birçoğu da önemli koleksiyonlarda yerini aldı. Günümüzün yoğun bilgi akışı içinde bir sanat galerisinin nasıl kurulduğu, hangi aşamalardan geçtiği, misyonu ve vizyonu, sanat dünyasındaki genel rolü pek az sorgulanıyor. 22. yılını kutlayan Çağla Cabaoğlu Galerisi, farklı cinsiyet, coğrafya ve yaklaşımlara sahip dört farklı kuşaktan sanatçıların eserlerinden oluşan bir grup sergisiyle Nişantaşı’ndaki tarihi Manuel Apartmanı’ndaki yeni mekânına geçişini kutluyor. Sanat dünyasının merkezindeki konumunu koruyarak yeni bir organizasyonel yapılanma ile birçok sanatçının eserlerinin yakından takip edilmesini sağlayan Galeri, aynı zamanda bu eserlerin önemli ve etkili kurumsal ya da özel koleksiyonlara girmesini de güvence altına alıyor. 22. Yıl Sergisi kapsamında Komet, Halil Akdeniz, Nadide Akdeniz, İrfan Okan, Fatmagül Karadeniz, Onay Akbaş, Uluç Ali Kılıç, Nilgün Sabar, Mehmet Öğüt ve Ece Gauer doğadan kente, sembolizmden ekolojiye uzanan bağlamlarda ve soyut yaşamın türevlerinden figüratif yaklaşımlara kadar geniş bir yelpazede Türk resminin güncel örneklerini sunuyor. Öte yandan galeri için yıllardır önem taşıyan heykel sanatına verilen önem bu sergide Cem Sağbil, Server Demirtaş, Varol Topaç, Onur Fırat Fen, Fulya Asyalı, Ian James Carr, Rina Balkan, Gülce Yelken, Uğur Çakı ve Reyhan Çezik’in çalışmalarında oyunbazlıkla Anadolu kültürü, minimalizmle post-minimalizm arasında değişen yorumlarla görülüyor. Kurt Bullend, Gülveli Kaya, Levent Morgök, M. Orkun Müftüoğlu, Hakan Kırdar, Beyza Boynudelik, Ekrem Yalçındağ ve Onur Ercoşkun çağdaş resmin farklı yorumlarını sunarken, Can Tatlıparmak, Rina Balkan, Gökte Tunç, Necip Baykara, Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar da kendilerine özgü dilleriyle bu grubu tamamlıyor. Ve son olarak tüm kuşakları etkileyen büyük usta Ömer Uluç’un varlığını anmak gerekir; Modern Türk Resmi’nin duayeni bu açılış sergisini bir yapıtıyla onurlandırıyor.

Çağla Cabaoğlu Galerisi’nin sanat dünyamızdaki yeri bir yanıyla son derece görünür ve hissedilir, diğer yanıyla da kolayca fark edilemeyecek kadar derindir. Görünür olan tarafı sık sergi düzenlemek, sanatçıların işlerini sanat dünyasına tanıtmak ve eserleri koleksiyonerlerle buluşturmak gibi görevlerden oluşur; ancak galeri misyonu bunlarla sınırlı değildir. Galeri, özellikle genç sanatçıların üretimlerine odaklanmalarını sağlayacak altyapıyı sunarken bir yandan da basılı ve dijital yayınlarla sanat tarihine iz bırakma hedefini sürdürür. Galeriye adım attığınızda görünen sadece sergilenen işler ve yayınlardır; oysa sahnenin arkasında sanatçıların arşivlerini tarayan, kişisel ya da grup sergileri için aylarca çalışan ya da tek bir sanatçının eserini günlerce inceleyen bir ekip vardır. Çağla Cabaoğlu Galerisi, uzman sanat tarihçileri ve küratörlerle çalışarak bu yoğun sürecin en verimli biçimde yürütülmesini ve görünür kılınmasını sağlar. Galerinin etkili ve güvenilir konumu, kimliğinin arka planındaki program tarafından desteklenir. Galeri tarihi, temsil ettiği onlarca sanatçıyı, sanat fuarlarını, kamusal sergileri, etkinlik ve konuşmaları, seminer ve panelleri kapsar; güncel ya da tarihsel olgulara odaklanan bu etkinlikler kültürel evrenimizin zenginleşmesine katkıda bulunur. Galerinin ulusal fuar ve etkinliklerinin yanı sıra Şanghay’dan Londra’ya, Basel’den Miami’ye kadar uzanan uluslararası etkinliklere katılımı da bu zenginliğin göstergesidir.

İstanbul’un kalbinde yer alan Çağla Cabaoğlu Galerisi, ulusal ve uluslararası meseleleri gündemine alarak kritik bir görsel dilin merkezi haline gelmiştir ve temel rolü açıktır: Sanatçıların hayranlık uyandıran yapıtlar üretmelerini desteklemek ve üretim süreçlerini kolaylaştırmak. Sergiye katılan tüm sanatçılar, daha önce pek benzeri görülmeyen özgün ve yenilikçi eserler üretmiş ve üretmeye devam etmektedir. Çağla Cabaoğlu Galerisi, sanatçıların kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerine ulaşmalarına yardım ederken aynı zamanda üretimlerini sanatseverlerle paylaşmalarını destekler. Galeri, sanatçıları doğru bir eleştirel eksende değerlendirirken sanatçıları için özel bir izleyici kitlesi oluşturma hedefinden ödün vermez. Yeni mekânında sanatçıların daha büyük ölçekli ya da üç boyutlu işler üretebilmeleri için olanaklar sağlarken sanatseverlerin eserlerle daha uzun zaman geçirebilecekleri, zihinsel bir deneyime dâhil olabilecekleri bir rahatlık alanı yaratır. Bu noktada galeri, sanat dünyasındaki misyonunu farklı uzmanlık alanlarında sürdürür: Bir yandan genç sanatçıların görünürlüğünü sağlayıp onları yönlendirirken diğer yandan tanınmış sanatçılar için yeni varoluş alanları yaratır. Bu, köklü bir kurum tarihinin göstergesidir: Her zaman daha iyisinin ve fazlasının gerçekleşebileceği bir alan yaratmak. Çağla Cabaoğlu Galerisi sanat alanının önemli kurumlarından biri olarak büyümeye devam ediyor.

* Altınbaş Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Doktor Öğretim Üyesi, Eleştirmen ve Bağımsız Küratör.

Loading document...