Scope Art Show New York "Nadire Kabineleri” — 2017

2 Mart 2017 — 5 Mart 2017·Metropolitan Pavyon'u, New York, Amerika Birleşik Devletleri·Geçmiş

Katılan sanatçılar

Fulya Asyalı — Gülce Yelken — Kurt Bullend — Levent Morgök — Necip Baykara — Barış Sarıbaş — Beyza Boynudelik — Bubi — Ekin Ergök — Ekrem Yalçındağ — Emir Uras — Ergin İnan — Ertuğrul Ateş — Evren Erol — Fatmagül Karadeniz — Gökhan Deniz — Gülveli Kaya — Güneş Çınar — Günseli Kato — Hüsamettin Koçan — Murat Germen — Nadide Akdeniz — Onay Akbaş — Ozan Türkkan — Rengin Altınalmaz — Rüçhan Şahinoğlu — Selin Selgür — Seydi Murat Koç — Şira Oflaz — Varol Topaç — Yusuf Taktak — Zeynep Dilek Çetiner

Sergi Hakkında

Miami Scope Sanat Fuarı'nın ardından Çağla Cabaoğlu Gallery, bu kez İstanbul'un kültürel katmanlarından yola çıkarak şehirden ilham alan multidisipliner işlerden oluşan bir duvar kolaj enstalasyonu sundu. Bu sergiyle Çağla Cabaoğlu Gallery, Türkiye’nin güncel sanat pratikleri ile Anadolu kültürünün, hem çağlar boyunca hem de günümüz dünyasında medeniyetlerin birleşme ve kesişme noktası olarak ilişkisine dikkat çekiyor: farklı kuşaklardan, çeşitli coğrafyalarda yaşayan ve üreten, yaşadıkları çevreden, güncel sanat pratiklerinden, Anadolu'nun kültürel mirasından ve kişisel deneyimlerinden beslenen otuz iki sanatçı.

Rönesans'ın keşif dürtüsüyle ortaya çıkan "Nadir Eserler Kabinesi" (Cabinet of Curiosities), başlangıçta birbiriyle uyumsuz, şaşırtıcı ve alışılmışın dışında olan nesneleri bir araya getiriyordu. Daha sonra, bir koleksiyondan müze fikrine ve konseptine uzanan homojen bir evren çerçevesinde sunulan eklektik yapıyı yeniden tanıttı. Nadir Eserler Kabinesi; merakın, araştırmanın ve sorgulamanın bir simgesi olup bilgiyi, prestiji ve yeni bakış açılarını yayar. Kişisel evrenin sembolik bir aktarımı olmasının ötesinde, insanlığın kültürüne ve birikimine ait olan her şeyin bir dönüşümüdür.

"İstanbul’un Nadir Eserler Kabinesi" konsepti, aynı zamanda kültürlerarası diyalog ve geçişkenliğe dair bir öneridir.

"İstanbul’un Nadir Eserler Kabinesi" konsepti bir yandan Fenikelilerin ticaret yolları üzerinden kültürün İstanbul'dan Akdeniz'e ve oradan Güney Amerika'ya hareketini ve benzerlikler ile farklılıklarla bir diyalog anlamına gelen bir sürecin göstergelerini vurgularken, diğer yandan proje, farklı kültürel katmanlardan oluşan sıradışı ve özel bir dünya şehri olan İstanbul'un farklı kuşaklarından ve coğrafyalarından gelen sanatçıların üretimlerine de dikkat çekiyor.

Çağla Cabaoğlu Gallery, bu projeyi seçkinler arasından seçilmiş çok özel sanatçıların nadir eserleri aracılığıyla oluşturdu ve tarihsel birikimin peşinde yeni bir maceraya yelken açtı. Fenikelilerden bu yana medeniyetin izlerini takip ederek, 21. yüzyılda birbirinden çok da uzak olmayan topraklarda yaşayan ve üreten Türkiye'nin sanatçılarını yeniden şekillendiriyor. Ve bu toprakları temsil eden sanatçıların çağa entegre olmuş eserlerini, daha geniş küresel alanın ortak diliyle bir araya getiriyor.